30 Ocak 2018 Salı

Entropi Beyin Fraktal ve Anlam

Entropy 

(breakup, collapse, decay, decline, degeneration, destruction, falling apart, worsening )

Herşeyin sonu entropi ile sonlanır. Bütün soru, ne zaman entropiye ulaşacağınızdır. Eğer bir kelebekseniz bu birkaç saat ile birkaç hafta, eğer Güneş  büyüklüğünde bir yıldızsanız dokuz-on milyar yıl içinde entropik düzeye ulaşacaksınız demektir. Bu galaksiler için de geçerlidir. Çapı iki yüz elli bin ışık yılı olan Samanyolu muhtemelen biz burada olmayacağız ama on milyar yıl sonra Andremeda galaksisi ile çarpıştığında inanılmaz bir evrensel havai fişek gösterisi olacak. 

Canlılık dediğimiz şey canlılık ile maddenin entropiye meydan okumasıdır. Herşey bozunur, herşey enerjisini zaman içinde yitirir. Bunun en güzel örneği bir çocuk ile bir yaşlıyı yan yana görmektir. Nükleer santrallerde kullanılan uranyum ya da uzun yolculuklara çıkan uzay araçlarının enerji kaynağı plutonyum bozunduğu için enerji ortaya çıkar ve uzay aracına enerji verir. 

Yaşadığımız her gün entropiye karşı bir savaştır. Bu savaşı yöneten güçler vücudumuzu oluşturan yüz milyarlarca hücrenin organize olmuş halidir, sizden bağımsız çalışırlar varlıklarından bile haberimiz yoktur, onlara müdahale etme şansımız yoktur bizim gibi doğarlar ve ölürler. 
Bilinç bu kontrolsüz gücün bir yan ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Bilinç dediğimiz şey ise anlam dediğimiz fenomeni anlama çabasıdır. Anlamın nereden geldiğini ve neden ona ihtiyaç duyduğumuzu kimsenin bildiğini sanmıyorum. Biz dünyaya geldiğimiz anda zaten vardır, bizler onu algı düzeyimiz ve aldığımız eğitim ile kullanmaya başlarız. Aldığımız eğitim ve yaşantılar beynimizde sürekli yeni nöronlar oluşturur (neurogenesis) her yeni nöron öğrendiğimiz şeyi büker. Bu öğrendiğimiz her yeni şey bir süre sonra gerçeği bükme potansiyeline de ulaşır. Buradan teori, teoriden yeni bir bakış açısı yakalarız. E=mc2'yi bu yüzden Einstein bulmuştur. O aslında hep vardı ama Einstein öncesi hiç kimsenin algı düzeyi onu algılayacak seviyeye ulaşmamıştı. 

Entropi körelme demektir var olan hiçbir varlık, atom düzeyinde bile bundan bağımsız var olamaz. Herşey körelir.

Yaşamak, maddenin entropiye meydan okuması için örgütlenmektir diye yazmıştım. Bu örgütlenmeden zihin ortaya çıkmıştır. Zihnnin algıladığı gerçek, fraktal bir şekildir. Bunu anlatan en güzel örnek bir kareyi önce bir yıldız haline getirmek, her yıldızın üç kısmından boyutunu küçülterek tekrar yıldız kenarı oluşthe maktır. Alan hep aynı kalacaktır ama sınır sonsuza giden bir şekil alacaktır. Zihnimiz fraktal geometrik şekiller gibi çalışır. 

Apollo Tapınağı'nın girişinde yazar, "knothi seuton" "kendini bil" demektir. Kuantum çağında bu deyiş günlük hayatta doğruluğundan birşey yitirmemiştir ama kendini bildiğini düşündüğün anda aslında başla birisi olmuşsun demektir. Çünkü zihin dediğimiz şey ışığın parçacık ve dalga gibi davranması ile ilgili fraktal yapılardır ve her gözlem onu değiştirir. 

Değiştiğimizi, her an değiştiğimizi anladığımız an entropiye giden bu yolculuğun tadına varmak bizi anlama yaklaştıracaktır. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder