25 Eylül 2017 Pazartesi

Kendime Öğütler



Kendini ve başkalarını ciddiye almamalısın.

Bulunduğun yer sana değer katmaz; yüksekte olman büyük olduğun,  alçakta olman küçük olduğun anlamına gelmez, bulunduğun yere göre küçük ya da büyük olduğunu düşünmen aptal olduğun anlamına gelir.

Sen ne yaparsan yap, birileri seni sevmeyecek, eleştirecek, yaptıklarına burun kıvıracaktır. Doğru bildiklerini yapmaktan vazgeçmemelisin.

Saldırmayı, küçük görmeyi, öfkeyi, kötü sözleri bir tartışma enstrümanı olarak kullanmamalısın. Her kavgada, her tartışmada estetik bir duruşun, keskin bir zekan olsun.

Duyguların bazen aklın önüne geçecektir, bazen aklın duygularının önüne; duyguların ya da aklın, hangisinin öne geçtiğinin önemi yoktur, önde olduğu için aklın ya da duyguların sana doğruyu söylüyor olmayabilirler. Doğru olan ikisinin uyum içinde seni yönetebilmesidir.

Sessizlik en değerli hazinendir, kalabalıklar kirletir insanı, zaman zaman  inzivaya çekilip kendini temizlemeyi öğrenmelisin.

Politikacılar, din tüccarları, demogoglar, ikiyüzlü insanlar, aç gözlüler, sevgisizler, ben merkezciler, ben haklıyımcılar, güç tutkunları, embesiller aptallar, kan içiciler, silah tüccarları ve hatta bizzat kendi duyguların seni bir buldozer gibi ezebilir düşüncelerini değersizleştirebilir, böyle anlarda kaçacağın, kendini tamir edeceğin kitapları oku, dev sanat eserlerine bak, bir heykeli incele, bir tabloyu seyret, dinlemekten bıkmadığın müzikleri dinle, ruhunu başka türlü arındırmazsın.

Her zaman haklı, her zaman akıllı, her zaman aptal, her zaman mutlu, her zaman seven-sevilen olamazsın...
Kendinle barış! 
Sık sık birilerine, bir şeylere aşık ol, sevginin en saf halini başka türlü öğrenemezsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder