26 Temmuz 2018 Perşembe

Ve Zeytin


Hayatınızda hiç engelli bir ev hayvanınız oldu mu?
18 Haziran 2016, Sherlock'un Ölümünden bir hafta önce onu eşim evimizin hemen yakınındaki bir parktan -büyük olasılık annesinin ölüme terk ettiği- burnu ve gözünün biri enfeksiyondan tamamen kapalı olarak, en azından iyileşinceye kadar bakmak sonra da tekrar dışarı bırakmak için  eve alıp getirmişti. Önce süt sonra su ile karıştırılan toz kedi mamasını damlalık ile vererek beslemiş, antibiyotik tedavisi uygulamış gözünün ve burnunun açılmasını sağlamıştık. Bir gün parmağımı gözlerine yaklaştırdığım halde gözlerinin tepki vermediğini, donuk donuk baktığını ve gözünün merceğinin kedilere özgü yarık biçiminde küçülmediğini fark ettiğimde; eşimle sık sık, "kör galiba, yok yok biraz görüyor, yok ya bu kör..." diye diye konuşur olduk...
En son veterinere götürdüğümüzde gözünün irisinin olmadığını söyledi, ama ben halen tam olarak ne olduğunu anlamış değilim, görme problemi olduğu kesin ama sanırım çok çok az görüyor. Bir diğer özelliği ise dilsiz olması, daha hiç miyavlamadı sadece çok acıkdığında ona mama verirken mama kabını geri çektiğimizde gardını alıp hırıltıya benzer bir ses çıkarıyor.
Onun kör olduğunu anladığımız anda onu sokağa bırakma düşüncesi tamamen yok oldu, üstüne bir de çok sevdiğimiz Sherlock'u kaybedince o bizim evimizi paylaştığımız yeni bir  "can" oldu.
Adını da bir dişi olduğu için Zeytin koyduk.
Şunu bilmemiz gerek, korku bütün canlıların ortak güdüsü. Watson onunla oynamak istiyor ama Zeytin çok küçük olduğu için ve sokakta kim bilir hangi travmaları yaşadığı için, korkudan altına yapıyor. Sanırım bir süreliğine ayrı odalarda ya da bizim gözetimimiz altında bir araya gelebilecekler.

Yaptığım bütün şeyleri "ben" olduğum için ya da aklım, öğrendiklerim, -herkesin en çok sığındığı - vicdanım için yapıyorum, birkaç haftadır kafamda, hiçbir davranışı birilerinden saygı görmek, onay almak ve böylece egomu beslemek için yapmanın irrasyonel ve sahte olduğu düşüncesi geziyor. Ben dışındakilerin onayı, saygısı... için birşeyler yapıyorsam bu zaten yanlıştır.
Bu yazıyı da öyle okumanızı isterim.

Zeytin halen yaşadığı travmalar yüzünden kızdığında bizi tırnaklıyor ya da ısırıyor ve canım ne kadar yanarsa yansın ona asla kızamıyor sadece "çok ayıp" diyorum.
Bu günlerde ben hayatı  görmeyen ya da kısmen gören bir kedinin gözlerinden tanımaya, onu öğrenmeye çalışıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder