20 Ağustos 2015 Perşembe

Evora ve Nilüfer'in bir şarkısı

Evora Portekiz'de küçük bir kasabadır. Bu küçük kasaba ile ilgili, Romalılar'dan kalma sadece sütunları kalmış bir tapınak, yer yer daracık sokakları ve Capela dos Ossos. "Kemiklerin Şapeli" aklımda kalanlar.
Hayatın kimsenin görmediği küçük ayrıntıları ve sıradan insanın ilişkileri ve yaşantıları benim en çok ilgimi çeken konudur. Sıradanlık can sıkıcı bohem bir hayat demektir, bu sıradanlık insanı boğar, bu sıradanlıktan kaçmanın en iyi yolu çekiştirmek, dedikodu yapmak böylece anlamsız hayatlara anlam katmaya çalışmaktır.
Konumuzun bunlarla hiç ilgisi olmayacak.
Küçük ayrıntıları severim ben, çoğunluğun görmediği, çok azının fark ettiği ayrıntılar. Bugün sokakta gördüğüm dört kulaklı kedi ve onunla kurduğum bağ gibi ayrıntıları severim örneğin...
http://youtu.be/C3rW1xCrlTQ
Bu şarkıyı bilmeyen yoktur.
Nilüfer'in bir şarkısı ve Evora.
Bilmiyordum.

Kemiklerin Şapeli ve Evora beni çok etkilemişti. 43 mezarlıktan toplanmış yaklaşık 5000 iskeletten yapıldığı sanılan bu şapeli görüp etkilenmemek için oldukça dangalak olmak gerekir. Binlerce kemik ve duvarda asılı kurumuş bir çocuk ve yetişkin cesedi. Göz çukurları sizi izleyen kurukafalar ve dokunabildiğiniz kemikler. İçeri girdiğiniz anda sizi karşılayan loş ışık altında insan iskeletleri... Kurumuş biri çocuk, biri yetişkin iki insan cesedi.
Gary Mevlana hayranı bir Kanadalı Türkiye'de İngilizce öğretmenliği yapıyor. Bundan birkaç yıl önce onunla sohbet ederken konu Evora ve Kemiklerin Şapeli'ne geldi, ondan öğrendim, benim Nilüfer'in diye bildiğim şarkının aslında Kanadalı şarkıcı Loreena Mckennit'in enstrümantal bir parçasıymış.
Loreena Mckennit bu şarkıyı Evora'daki bu Bone of Chapel ya da Kemiklerin Şapeli'nden etkilenip yazmıştı.
http://youtu.be/U8Mv8dG8T_A
Gary için de ilginç bir hikayesi vardı bu şarkının. Birgün Karşıyaka'da Kanada bayraklı bir arabadan Nilüfer'in bu şarkısı'nı duymuştu.
Küçük ayrıntılar...
Bone of Chapel 16. yüzyılda bir rahip tarafından yaptırılmış.
Kapısında; "Nós ossos que aqui estamos, pelos vossos esperamos," or: "We bones, are here, waiting for yours."
"Biz kemikler, burada, sizinkileri bekliyoruz." yazar.
Gördüm.
Hayatınıza anlam katın, kimseyi yargılamadan onları anlamaya çalışın.
Bekleniyorsunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder