22 Kasım 2018 Perşembe

Okumak Yazmak ve Ezberlemek

Popular Science Türkiye'nin Kasım sayısında VI. Zeka ve Yetenek Kongresi başlıklı küçük bir haberde şöyle bir bilgi vardı. "OECD'nin yaptırdığı bir araştırmada; okuma alışkanlığı olmayan aile çocuklarının bir cümleyi okuyup anlayabilmesi için 45 saniye gerekiyor. Ama okuma alışkanlığına sahip aile çocuklarının bunu yapması 13 saniye alıyor."

Hayatı en güzel anlatan metafor, orman metaforudur. Aslında bir metafordan çok bir gerçeklik demek daha doğru. Çünkü insan denilen varlığın en az beş milyon yıllık geçmişinin sadece son atmış bin yıllık bölümü başta serengeti benzeri serpilmiş ağaçların olduğu düzlükler ile dağlar, ovalar, mağaralar vb. coğrafik yapılarda geçmiştir. Köy dediğimiz yerleşik yaşama geçiş yapıları ise sadece son on bin yılın ürünüdür. (Çatalhöyük) En eski kutsal mekan yapısı ise Urfa'daki Göbekli Tepe'dir. On ile onbirbin yılk olduğu düşünülür.

İnsanı tanımak istiyorsanız bu beş milyonluk geçmişimize bakmak gerekir. Bu beş milyon yıllık hayvan geçmişimizi anlamamızı sağlayan Darwin'i bilmiyorsanız insanı gerçekten anlamanız çok zordur. Neden bu beş milyon yıllık geçmişimizi anlamaya çalışmalıyız? Buzdağının görünen kısmıdır bilinen insan tarihi, oysa görünmeyen kısmı bizi insan yapan en önemli donelerle doludur. Bu ilkel geçmişimizin gücünün üzerimizdeki etkisini sadece açlık içgüdüsünü gözleyerek anlayabilirsiniz. Ya da erkek sokak kedilerinin mart ayında zirve yapan çiftleşme kavgalarını. 
Kedilerle haşır neşir olduğumda öğrendim; insanı ve kendinizi tanımak istiyorsanız hayvanlara daha dikkatli bakmalısınız. 
Bir kamera şakası gibi üzerime doğru havlayarak gelen köpekleri gördüğümde korku ile irkilirim, oysa havladıkları hemen arkamdaki bölgelerini taciz eden başka bir  sokak köpeğidir.

Okumak yazmak ve ezberlemek çaptan düşen en önemli üç enstrüman. Uygarlık yazı ile başlar, ve ihtimal onu kullanmayı bırakmak ile de son bulacaktır.
Okumak yazmak ve ezberlemek neden önemlidir? Önemlidir çünkü beynimizde rewire denilen tekrar kablolamayı yapan en önemli araçlardır. Beynimizde nöron oluşumu hamileliğin ilk haftalarında  başlar ve  iki yaşına kadar devam eder. İki yaşından sonra budadıklarınızdan geri kalanlarsınız. Diğer bir beyinsel hareketlilik dönemi ergenliktir bu aşamada ise nöron oluşumundan çok nöron hareketliliği ortaya çıkar. Bu nöron hareketliliği kişinin bağımsızlık ve ailen kopup yeni aile oluşturma aşaması, kişiliğimizin temel taşlarının sağlamlaştırılması dönemidir. 25 yaşına kadar sürebilir. yaratıcılık bu yüzden 25 45 yaş arası zirve yapar. 
 Birçok canlıda beyin oluşumu hamilelik ya da kuluçka döneminde tamamlanır insanda ise beyin gelişimi için dokuz ay olan hamilelik süresi yetersizdir. Eğer hamilelik dönemi beyin gelişimi tamamlanmış olsaydı tür olarak yok olurduk çünkü insan yavrusunun dışarı çıkmasını sağlayan doğum kanalı gelişmiş bir beyni taşıyan kafatasının dışarıya çıkmasını sağlayacak kadar genişleyemez. Anne ya da  bebek ya da her ikiside ölür. Çocuk kafatasının eklemlerinin gelişmeden doğmasının da amacı budur. Kadın kalçasının kavisli yapısına bu doğum neden olur ve bu yapının erkeklere seksi gelmesi bu çocuk doğumunda bir avantaj sinyalinin sonucudur. Neslin devamı garantiler. Kadınlar için ise erkekte dar kalça seksidir çünkü atletik vücudun ve sağlıklı spermin belirtisidir. 

Amigdala dediğimiz ilkel beynimizin bir bölümü bizden daha zekidir. Çünkü milyon yıllık bir yazılımı yönetir. Amigdala önemlidir çünkü oradan geçmeyen hiçbir duygumuz yoktur. Korku ise en öenmli duygumuzdur. bizi hayatta kalmamızı garantiler. en küçük seste evdeki kedilerin yaşadığı panikten bilirim korkuyu.

Beyin kaotik bir yapıdır, kaos teorisi o yüzden beynimizi tanımak için gereklidir. Geçen gün yazdığım kelebek etkisi bu teorinin çıkış noktasıdır. Bir de fraktal yapıya sahiptir bu yüzden buruşuk bir hıyar turşusuna benzer beyin. Fraktal kısaca yer darlığında kullanılacak geometrik bir terimdir. Cebini bir poşet gibi kullanan yağmurluğa benzer. Koskoca yağmurluğu el kadar bir poşete dönüştürür, poşetten çıkardığınızda gördüğünüz izler birer fraktal yapıdır. 

Okumak yazmak ve ezberlemek diye yazmıştım. Aslında sıralamanın ilk sırasına ezberlemek yazmalıydım. Çünkü ezberlemek insanın öğrendiği ilk şeydir, bütün kutsal kitaplar, büyük destanlar çok sonraları yazıya geçmiştir. 
Ezberci eğitim diye bir zırva kavram ile bu muhteşem aracı tu kaka ettik. Akıllı telefonlarla ihtimal artık hiçbir şeyi ezberleyemeyen insanlar haline geleceğiz. Zırt pırt sorulmasa birçoğumuz kendi telefon numarasını unutur. 
Düşüncenin hammaddesi sözcükler ve  sözcükler de uyum, ritim  ve harmonidir. Dil ya da lisan da ezberlemek ile ilgilidir. 
Okumak, yamak ve ezberlemek, beynimizin iki trilyon sinapsis bağ arasına attığımız ve burada dağılan bilgiyi tekrar düzenleme çalışmasıdır. 
Yazmak ise bir arkeolojik kazı gibidir. Yeterince kazarsanız bilinçaltı ya da bilinçdışı denilen yasaklı bölgeye bile girebilirsiniz hatta hayvan beyninize bile ulaşırsınız. 

''Sen mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin? 
İşin kolayına kaçmadan ama.
Gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü annenin.
Ya da ak örtüde elmaların...''

En az yirmibeş-otuz yıl önce ezberlediğim bir şiir ve sıfır enerji ile orada bir yerlerde duruyor. 

Okuduğunuz güzel şiirleri ezberleyin ve sıkıldıkça yazın. Psişik enerjimizi sağlıklı hale getiren onu odaklayan daha iyi hiçbir araç yok. 
Ama modern yaşam ile paramparça olmuş bir ruh hali, kendimizi kötü hissetme her yerde bizim aleyhimize çalışıyor.

Farkedeceğiz ya da modern buldozerler ile bir böcek gibi ezileceğiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder