20 Ağustos 2015 Perşembe

Nif'in Yılkı Atları

2013 senesiymiş, Aralık'ın 23'ü.
Kimbilir neyin kafasıyla vurdum kendimi Nif'e. Hiçbir arkadaşıma Nif'e gittiğim kadar gitmemişimdir.
Nif Dağı Bozdağlar dağ silsilesinin doğu batı yönünde denize kavuştuğu yer olan izmir Körfez'inden başlar. Denizden sonra ilk yükselti Kadifekale'dir sonra üzerinden geçen eski su kemerleri hala duran Melez Çayı gelir eski adı Paradiso, Kızılçullu (Kızılçullu Köy Enstitüsü buradadır, şimdilerde NATO olarak bilinir) ve şimdiki adı Şirinyer olan yerden Buca ilçesi başlar, Buca bir zamanlar üzüm bağları ve yazlık konaklarıyla ünlüdür, şimdilerde hödüküzm mimarisi ile bir işçi ve öğrenci yerleşim alanı olmuştur. Tek güzel yeri Hasanağa Bahçesi ve bu bahçe üzerinde uçuşan papağanlardır.
Pınarbaşı'ndan Başlayan ve Nif'e kadar uzanan zorlu bir patika vardır. Bu patika Nif öncesi en yüksek dağ Karacadağ'a götürür sizi. Kaynaklar tarafında ise Kurudağ vardır ve bu iki dağın arasında Gökdere Kanyonu uzanır. Gök'ün yeşil mavi arası bir renk olduğunu biliriz. Bu dere bahar aylarında gömgök akar.
Nif 1500 metrelik iki zirveden oluşur. Izmir Körfez'ine bakan Nif, Mahmut Dağı'na yakın olan ise Gelin Dağı'dır. Bu iki zirvenin arasında yer alan düzlük Ovacık diye bilinir, ki yakınlarında Nif Dağı alabalık üretme çiftliği vardır. Nif zirveden, kuzeyde Manisa Spil batıda İzmir Körfezi ve Teke Dağı güneyde Ege Denizi ve Sisam Adası ve Aydın Sıradağları, doğusunda Mahmut Dağı, Dededağ ve Bozdağ çok net görülür.
Bir zamanlar yük taşıyan atlar Spil ve Yamanlar Dağları'nda yılkı atları oluşturarak vahşileşmişlerdir. Nif Dağı'nda ise bu yılkı atları büyük olasılık sadece 20-25 attan oluşan bir sürü olarak yaşamaktadırlar. Genellikle Ovacık denilen bölgede yaşarlar çünkü bu bölgede su boldur.
Onlarla büyük sürü olarak üç defa karşılaştım. Bir defasında Nif zirveden aşağıya doğru gaz borusu yolunda bisikletimle inerken karşılaşmıştım ve yaklaşık 1 km yan yana ben bisikletimle onlar dörtnala koşmuştuk.
Atları, hipodrom dışında koşarken görürseniz asaletlerini anlayabilirsiniz. Belki de özgürlüğün yüceliğini anlatan en güzel imge yelelerini ve kuyruklarını savurarak kırlarda koşan atlardır. Bu yüzden Nazım Hikmet Anadolu'yu dörtnala uzak Asya'dan getirip Akdeniz'e doğru koşturur. (Kanımca Izmir'in en güzel anıtı Nazım'ın bu şiirinin yazılı olduğu mermer kaidenin üzerindeki koşan atlar heykelidir)
Eğer dikkatli bir gözünüz varsa fotoğraftaki bu sürünün liderini hemen tanırsınız.
İnsan denilen varlık modern toplumlarda lider seçmekte zorlanmaktadır, çünkü doğanın bize verdiği evrimsel "en güçlü olanı, bizim için en iyi savaşacak olan lideri" seçme süreci modern yaşam ile birlikte artan yapay güç dengeleri yüzünden çalışmamaktadır. Tam tersine zaman zaman toplulukların aleyhine çalışmaktadır.
Atları sevin, liderlerindeki asaleti de.
Insanı sorgulayın, çünkü artık her anlamda doğası bozulmuş bir türüz.
Ve ne yazık ki liderimizi seçmekte atlar kadar bile olamamakta, bizim için değil egosu için, kendisi için, savaşan hödükleri seçmekteyiz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder