"Olası olmayan asla imkansız değildir."
Maria Konnikova
Mastermind, SHeRLoCK GiBi DüŞüNMeK
Nekahet döneminin 42. günündeyim.
İzleyenler bilir Interstellar filminde Dünya yaşanılamaz haldedir ve insanlığın umudu yaşanabilir bir gezegen bulmaktır ve daha önce gönderilen astronotlardan yaşanabilir bir gezegen bulduklarına dair sinyal gelmektedir. Dünyadan bu gezegenlere bir solucan deliğinden geçerek ulaşılır. Bu iki gezegen oraya gönderilen astronotlardan alırlar adlarını, Mann ve Miller. Gargantua kara deliğininin çok yakınındadırlar ve Miller gezegenine yola çıkan dört astronottan üçü inerler, bir astronot ana gemide kalmıştır. İndikleri bir su gezegenidir Dr. Miller'in gemisi parçalanmıştır, sinyal veren kara kutuyu almaya çalışırlarken gemiye yaklaşan dev dalgayı fark ederler ama bu sırada kara kutuyu almaya çalışan afet astronot kızımızın enkazda sıkışır (climax) ve iş uzar dalga bir astronotu yutar iki astronot ve yapay zeka robot Tars kurtulur. Yaklaşık 7-8 saat kalmışlardır bu gezegende. Geri ana gemiye döndüklerinde bıraktıkları astronot yaşlanmıştır ne kadar zaman geçtiğini sorduklarında 28 yıl der.
Zamanın göreceliliği bu filmde çok güzel anlatılmaktadır. Bizim dünyada yaşadığımız zamanın göreceliği fizikteki görecelikle hiçbir ilgisi yoktur. Hepimiz aynı 24 saatlik dilimi yaşıyoruz ama hepimiz ayrı bir görecelikte yaşıyoruz. Uykuda geçirdiğimiz ya da sevişirken orgazm anı gibi zevk anlarındaki zaman algısı çok kısa, çalıştığımız, sevmediğimiz işleri yaparken ya da yanımızda sevmediğimiz bir insan varken zaman algısı çok uzun, biyolojik ya da psikolojik acı çekerken ise sağlıklı bir bireye göre zaman algımız çok ama çoook uzun.
Kırk iki gündür benim zaman algım ikinci aşamayı yaşıyor, birçoğunuza göre benim zaman algım daha yavaş ilerliyor.
Bu süre içerisinde yaptığım en önemli şey, okumak, izlemek, bazen de yazmak.
Bu yazıya neden olan ise daha önce yazdığım Başarı ve Mastermind yazısında konu olan Maria Konnikova ve onun kitabı Mastermind Sherlock Gibi Düşünmek ve dağcılık ile ilgili izlediğim dört film, Meru, Touching the Void, (Boşluğa Dokunmak) Nordwand ( Kuzey Yamacı ) ve The Beckoning Silence (Çağıran Sessizlik)
Meru Nepal'de bir zirve, çıkması çok zor olan bir meydan okuma (challenge) zirvesi.
İnsanları en çok dürten şeyin "yapamazsın" demek olduğunu öğrencilerimden bilirim. Çocuklara yapamazsın dediğin anda aslan kesilirler, genelde de donanımsız oldukları için yapamazlar ama denerken bütün enerjilerini sarfettiklerini her hallerinden anlarsınız. İşte bu çocukça tepki biz yetişkinlerde de var. Bir de bir şeye tutku ile bağlıysanız bu tutkunun enleri, yapılamaz denileni takıntı haline geliyor. Onu gerçekleştirmek için bütün fiziksel ve psişik enerjinizi kullanıyorsunuz.
Burada genel konudan ayrılıp bir paragraf açacağım; psişik enerji. Psişik enerji biraz kuantum teorisi gibi bir gerçeklik olarak var ama onu maddi dünyada bir yere koymak imkansız. Her insanı fiziksel ve psişik enerji yönlendirir, güzel bir metafor olarak bunlar bir daireye yerleştirilmiş ying ve yang'e benzetilebilir. Bu arada daire mükemmel ama kusurlu bir şekildir. Mükemmeldir çünkü şekil olarak kusursuzdur ama çevresinin çapa oranı problemlidir virgülden sonra gelen hiçbir sayı kendini tekrar etmez, hiçbir parametreye uymaz. Bu yüzden kusurludur. Ying ve yang bir çembere yerleştirilmiş siyah ve beyaz iki şekildir. Psişik enerjimizle uğraşan bir Doğu felsefesi olan Zen'in de simgesi bir çemberdir.
Psişik enerjimizi doğru kullanmak, hayat kalitemiz, her konuda başarımız ve dengeli yaşamımız için gereklidir. Peki psişik enerjimizi nasıl doğru yönetebiliriz. Sağlıklı bir beden için gerekli olan hareket etme, belirli bir ritim yakalama ve egzersiz psişik enerjimizi doğru kullanma ve onu olumlu yönde kullanma için gereklidir. Bütün gün oturarak, tv izleyip sosyal medyada birilerine bol keseden kalp emojisi ihsan ederek -ya da alarak- psişik enerjinizi maksimize edip, optimum seviyede kullanamazsınız. Psişik enerji obez vücutlarda yaşayamaz, obez vücut sizi ve ruhunuzu çürütür. Nedeni çok basittir bitkiler dışındaki bütün canlılar hareket etmek üzerinden evrimleşmiştir. Hareket etmek iyi yaşamak demektir.
Meru filmi bir grup dağcının Meru'ya tırmanış hikayesi. İlk tırmanış zirveye çok yakın olmalarına rağmen tamamlanamaz.
İkinci sefer ise kayak yaparken kaza geçiren dağcının kafa travması onun tırmanış sırasında zora soksa da tırmanış gerçekleştirilir. İnsanlar gerçek potansiyellerini ancak en zor anlarda ortaya çıkarabilir. Bunun gerçekleşmesinin en önemli ön koşulu ise yaptığı iş ile ilgili aldığı eğitim ve belirli bir süre uygulama yapmaktır. (10 bin saat) Bu bütün dünyada en iyi olmanın kuralıdır. Yetenek, eğitim ve 10 bin saat uygulama. Bu özellikleriniz yoksa boşuna dünyanın en iyisi olacağım diye uğraşmayın. Kendinizi kandırırsınız.
Meru'ya çıkınca ne oldu? Başları göğe mi erdi? Evet başları göğe erdi ve insana en zoru yapılabilir olduğunu da kanıtlamış oldular. "Onlar yapabildilerse neden ben de yapmayayım?" fikrini beslediler.
Boşluğa Dokunmak, izleyenlerin bileceği 127 saat filminin popüler olmayanı denilebilir.
"Olası olmayan asla imkansız değildir." önermesinin gerçekleşmiş hali. Yarı belgesel gerçek bir olay filmi. Peru'da bir dağ tırmanışı dönüşünde iki arkadaştan birisi kayarak ayağını kırar, onu indirmeye çalışırken bir noktada ona bağlı olan arkadaş ipi keserek ayağı kırılan arkadaşın elli metreden bir buzul yarığına düşmesine neden olur. Ölüm kaçınılmazdır ama öyle olmaz. Dört gün süren aç ve susuz bir yolculuk sonrası ağırlığının üçte birini kaybederek kırık ayağı ile kampa ulaşır.
Kuzey Yamacı ise Alpler'in bir bölümünde Eiger Dağı'nda geçen trajik bir tırmanış hikayesi. Yıl 1936, dört dağcının biraz da Nazi propagandası için Eiger Dağının tırmanılmayan kuzey yüzünü kullanarak ilk defa tırmanma girişiminde bulunur. Dört dağcıdan biri kafadan aldığı bir darbe sonucu yaralanır ve onu indirirmeye çalışırken üç dağcı ölür. İçlerinden biri Toni Kurz'un hayatta kalır. Ancak bağlı olduğu ip inişini tamamlamaya yetecek uzunlukta değildir. İpte sarkaç gibi bir gece soğukta kalır ertesi gün ona ulaşan ekibin uzatmaya çalıştığı ipi almak için donmuş ipini çözerek elde ettiği ipi uzatarak onu aşağı indirecek ana ipi yukarı çeker. Ama ekibin uzattığı ip kısadır ve son anda düğümle bir parça daha ip eklenir. Kurz karabinayı kullanarak düğüme kadar inmeyi başarır ama yere hala birkaç metre vardır ve karabinayı düğümden aşırıp yere inemez ve orada asılı olarak son nefesini verir. Oysa yaşam bir adım kadar yakındır. "Olası olan imkansız değildir"in ters köşe halidir bu durum. Aşağıya kadar inmeyi eldiveninin teki olmadığı için donan tek eline rağmen başarmıştır oysa. Kötü hava koşullarından dolayı cesedi üç gün öyle kalacak sonra aşağı indirilebilecektir.
Çağıran Sessizlik bir çeşit adama filmi (yarı belgesel ) Boşluğa Dokunmak filmini anlatırken bahsettiğim Peru'da hayatta kalan Joe Simpson'un Eiger'da trajik bir şekilde ölen dağcı Toni Kurz'a olan hayranlığını anlatan bir adama filmi.
Joe Simpson 14 yaşında okur Toni Kurz'un hikayesini ve dağcı olmaya karar verir.
Çağıran Sessizlik filminde Toni Kurz'un açtığı rotadan zirve yaparak 1936'da yaşanan olayı anlatır bize. Toni Kurz'un gülen hayat dolu bir fotoğrafını gösterir bir yerinde. Yirmi üç yaşındadır. Bir de cesedinin havada asılı olduğu fotoğrafını. Yirmi üç yaşındadır.
Yaşamak bir mucizedir. Biz fark etmesek de bu böyledir. Her mucizenin içinde başka mucizeleri de beraberinde getirdiği bir mucize. Bu mucizeye en çok Joe Simpson gibi Boşluğa Dokunabilenler inanabilirler, bir onların yollarından gidecek olan maceraperestler.
Eiger Dağı'nın Nordwand (Kuzey Yamacı) tırmanışı sırasında günümüze kadar altmış dağcının öldüğü söyleniyordu. İçinde bulunduğumuz boşluğa dokunan altmış ruh. Hepimizin er ya da geç dokunacağı bir boşluk bu. Ona dokunmadan yaptıklarımız bizi biz yapacak olanlar, boşluğa dokunmadan önce dokunduklarımız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder