İnsanlık milyonlarca yıl bir hayvan gibi yaşadı. Hayal gücümüzü serbest bırakan birşeyler oldu. Konuşmak insanoğlunu iletişim kurmaya ve beraberce çalışarak imkansız olan şeyleri yapmasına neden oldu. İnsanoğlunun büyük başarıları konuşmak, büyük hataları konuşmamak yüzünden ortaya çıktı. Umutlarımız gelecekte büyük bir realitemiz olabilir. Teknolojinin sınırsız kullanımı ile olasılıklar serbest kalacaktır. Tüm yapmamız gereken konuşmaya devam etmektir.
Stephan Hawking
İnsanın büyük hikayesini anlatan en güzel cümlelerden biridir bu cümle. İlk defa duyduğum andan itibaren (Bu bana zaman zaman olur, size de oluyor mu bilmem. Bir cümle duyarsınız ve hayatınız değişir. İlk görüşte aşk diyebileceğimiz bir şeydir bu; nedenini bilmezsiniz sadece ortaya çıkıp bir sihir gibi içinizi doldurduğunu ve algılarınızda, ruhunuzda birşeylerin değiştiğini hissetmenizdir, euphoria haline geçmenizdir.) çok sevdim, beş milyon yıllık insanın büyük hikayesinin özetiydi benim için.
Homeostasis (Homeostaz)
Organizmanın yaşamak için dengede kalma halidir. Bu denge halini yitirdiğiniz an ölürsünüz.
Bir ip cambazı hikayesidir bilirsiniz; ip cambazları ellerinde uzun bir sopa ile yürürler ipin üzerinden, bu onların denge sağlamaları için gereklidir. Her ip cambazı bilir, eğer dengesini sağlayamazsa düşecektir. Onun için bir ip üzerinde yürümek, ipte yürümek ustalığı kadar onun denge çubuğunu kullanmadaki ustalığı ile ilgilidir.
Homeostaz olduğu için yaşıyoruz; siz, ben farkında değiliz ama bütün bedenimiz bu homeostazı gerçekleştirmek için uğraşır. En temel göstergesi de vücut ısısıdır. Optimal insan vücut sısı 36,5 derecedir. Vücut ısınız bu derecenin altına düştüğünde ya da üstüne çıktığında beyin vücut ısısını dengelemek için bütün birimleri harekete geçirerek sizi ( kendini mi desek) yaşatmaya çalışır. Terler, ateşiniz çıkar, kusar, başınız ağrır, bazen bayılır bazen de dükkanı kapatıp bütün vücut denge haline gelinceye kadar sizi şoka sokar.
Symbiotic (Simbiyotik)
Canlılığın diğer olmazsa olmaz koşuludur, yaşıyorsunuz çünkü vücudunuzda DNA'sı insandan farklı 2,5 kilograma yakın başka canlı var. (Sosyal yaşamımızdaki insanlar gibi, bu mikro canlıların bazıları bizim için iyi, bazıları kötüdür.) Sadece bağırsaklarınızdaki bakterileri öldürseniz siz de ölürsünüz. Antibiyotik kullandığınızda, antibiyotikler ( anti karşı, biyotik canlı demektir) akıllı olmadığı için önüne gelen her canlıyı öldürür bunlardan en çok nasibini alan da bağırsaklardaki bakterilerdir. Yediklerimizi kana karışması için parçalayan bu bakteriler olmadığında bağırsaklarımız bir lağım borusuna dönüşür ve ishal oluruz.
Bu dışımızda yaşayan bütün canlılar için de geçerlidir. Küresel ısınma bu ortak yaşama en büyük tehdit olarak gözüküyor. Ve görünen o ki (dünyayı büyük bir organizma olarak düşünürsek) üzerindeki bu homeostaz halindeki simbiyotik yaşam (bildiğimiz yaşam formu) açısından bir risk altında ve görünen o ki bu insan kaynaklı bir risk.
İnsan beyni ve homeostaz
Bu yazı insanın hayvan beyni ve bizi insan yapan korteks arasındaki dengeyi anlatmak fikrinden doğdu.
Bizi diğer canlılardan ayıran ve insan yapan neo korteks denilen beynimizi bir kabuk gibi saran bölümdür. Evrimin bize en güzel armağanıdır. Korteksin sardığı diğer bütün bölümler hayvan atalarımızdan kalan bölümlerdir.
Beynimizi paradoksal bir yolcu trenine benzetirim ben. Her paradoksal vagon yolcu taşır (bilgi) ama bu paradoksal vagonlar arasında sürekli geçiş sağlayan paradoksal koridorlar vardır. Beynin hangi parametreler ve algoritmalar ile bu paradoksal yapıyı yönettiğini şimdilik bilmiyoruz, ama insan beyninin yaratacağı gelecekteki süper kuantum bilgisayarlarının yardımı ile bu paradigmaların ve algoritmalarının nasıl çalıştığını öğreneceğiz.
Burada şöyle bir soru sorabiliriz; insanın yaratacağı her türlü yapay zeka (artifical intellegence) insan beyninden daha karmaşık olabilir mi?
Evet olabilir çünkü bizim beynimiz bunun ispatı gibidir. Beyin sapı en ilkel beyin bölümüdür, sonra sürüngen beyni gelir onu hipokampus denilen bölüm destekler ( hipokampus'un amigdala bölümü kayıt tutar) en üst kısım bana bu yazıyı yazdıran beni konuşturan bölüm kortekstir. İşte bizden daha zeki yapay zekayı yaratacak olan bu bölümdür. Bu bir zorunluluktur da, büyüme aynı zamanda büyüklükle doğru orantılıdır. Beynimiz büyüdükçe kafatasında büyük değişiklikler ortaya çıkar, çene küçülür alın ortaya çıkar, maksimum seviyeye ulaştığında ise büyüyen korteks kıvrımlar ile kendine daha büyük bir alan sağlar. (Giydiğimiz yağmurluk ya da rüzgarlığın cebe girmesi için buruşturmak gibi düşünün ) insanının biyolojik varlığı süper beyne geçtiğimizde yetersiz kalacağı kesin o zaman bu zekanın bir üst yazılımı için başka bir varlığa ihtiyacınız var işte bu yapay zeka olacak. İnsan beyninin fiziksel yer yetersizliğini çözmenin başka bir yolu yok gibi.
İnsan düşüncesini ortaya çıkaran beyini, ilkel beynin duyguları ( içgüdü) ile korteksin ( özelikle de karar vermeyi yöneten prefrontal korteks) arasındaki homeostatik durumda kalmak için büyük bir mücadele verir. Optimal denge durumu bizim kimliğimizi, karakterimizi ve var oluşumuzu ( existance ) olumlu yönde etkiler. Sadece korteksin hegemonyasındaki bir beyin bizi çok zeki yapar ama vicdan kısmını yok ettiği için acımasız hale getirir. ( Atom bombasını yapanlar dünyanın en zekilerinin en zekileridir) ilkel beynin hegemonyasındaki beyin bizi vahşileştirir. Bütün sapıklar, tecavüzcüler, katiller bu beyin tarafından yönetilir.
İnsan beyninin bu iki bölümü arasında ne kadar çok bağ kurarsa o kadar insan olur. Homeostaz durumda kalır. Bunu sağlayan en önemli şeyler ise; olumlu bir sosyal çevre, yeterli beslenme ve sanatla beslenen iyi bir eğitimdir. Bunlar var olduğunda insan kendini gerçekleştirmek için çaba gösterir. Bunların olmadığı ya da bunlardan yararlanamayan her birey, karanlık çağlarda karanlık bir ormanda yaşayan vahşi atalarımıza daha yakındır.
For millions of years, mankind lived just like the animals. Then something happened which unleashed the power of our imagination. We learned to talk and we learned to listen. Speech has allowed the communication of ideas, enabling human beings to work together to build the impossible. Mankind's greatest achievements have come about by talking, and its greatest failures by not talking. It doesn't have to be like this. Our greatest hopes could become reality in the future. With the technology at our disposal, the possibilities are unbounded. All we need to do is make sure we keep talking.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder