Hayatın en güzel yanı; yarın bize, çevremizdekilere, ülkelere, ülkemize ve hatta dünyaya ne olacağını yüzde yüz bir kesinlikle kestirememektir.
Amerika'da yaşadığımız dönemde evimize çok yakın bir halk kütüphanesi vardı, oraya gidip kitapların arasında dolaşmak, onlara dokunmak en büyük keyif aldığım şeylerden biriydi... Bir de kütüphanenin bir köşesine insanlar okumadıkları ya da okuyup bitirdiklerin kitapları bırakır, isteyen gönlünden ne koparsa bir kutuya koyar ve istediği kadar bu bırakılan kitaplardan alabilirdi. Hayatımı derinden etkileyen birkaç kitapla bu sayede tanıştım.
Bunlardan birisi Dan Millman'in Peaceful Warior ( barışçıl savaşçı) idi. O kitaptan öğrendiğim bir Çin hikayesi benim düşünme tarzımı da değiştirdi.
"Bir köyde, bir baba ve oğul bir ata sahiptirler ve çiftçilik yapmaktadırlar. Günlerden bir gün at çiftlikten kaçar. Komşular, "ah şimdi nolacak sadece bir atları vardı nasıl çiftçilik yapacaklar? Bu ne kötü kader. " diye üzülürken baba, " bakalım göreceğiz, iyi de olabilir kötü de" dermiş. Bir süre sonra da kaçan at bir grup vahşi kısrakla geri dönmüş. Bu defa komşular, "ne şanslılarmış, bi sürü atları oldu" diye sevinmişler. Baba gene vakur, " bakalım, iyi de olabilir kötü de." demiş.
Çiftçinin oğlu bir gün bu vahşi kısrakları eğitmek için bindiği vahşi kısraktan düşerek bacağını kırmış. Gene komşular "ah ne kötü şimdi baba tek başına ne yapacak diye" üzülmüşler. Baba gene vakur, " bakalım iyi de olabilir kötü de."
Gel zaman git zaman o bölgede bir savaş çıkmış ve bütün sağlıklı gençler savaşa çağrılmış ama bizim çiftçinin oğlu sakat olduğu için asker olarak savaşa katılmamış.
Her orman yangını haberi içimi dağlardı birkaç yıl önce Bilim Teknik dergisinde bir yazı okudum ve bakış açım tamamen değişti. Yazıya göre doğal yollarla çıkan (yıldırım vb) orman yangınlarının ormana inanılmaz faydası da vardı. Örneğin yangından çıkan duman karabaş otunun çoğalmasını sağlıyordu. Sonra yangınla birlikte bazı bitkilerin kökleri etkilenmediği için bir çeşit bitki örtüsü değişim oluyor bu da toprağı daha verimli hale getiriyor ve başka tür canlılara da ev sahipliği yapıyordu. En ilginçti ise bazı bitki tohumları ancak yangının verdiği ısı ile çatlayabiliyor, ve bitki ya da ağaç haline gelebiliyordu.
"İyi ve kötü diye birşey yoktur."der William Shakespeare "biz öyle düşünürüz. "
(There is nothing either good or bad but thinking makes it so.)
Dünya olaylarına, ülkemizde olup bitenlere ve en önemlisi hayatımızda başımıza gelenlere bir de bu açıdan bakmalı.
Mutluluk da, acılar da, hayat gibi kalıcı değildir. İyi dediğimiz şey kötü, kötü dediğimiz şey iyi olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder