30 Haziran 2018 Cumartesi

Üç film

Doğru olduğunu söylemiyorum, sadece söylüyorum.

Iki fantastik film beni derinden etkilemiştir. Üçüncüsü ise yönetmen David Ficher'ın bir katil ve onu yakalamaya çalışan genç bir dedektif ile birlikte çalıştığı tecrübeli dedektifin hikayesini 7 günah üzerinden anlatan "Seven" filmidir.
Star Wars halen en sıkıldığım anlarda tekrar tekrar izlediğim, beni gerçeklikten koparak, gerçekliğe taşıyan filmdir. Bu filmden öğrendiğim herkes biraz Darth Vader'dır. Her iyi kötü, her kötü iyi olabilir. Eğer  en zorlu anlarda size, "May the force be with you" diyen  bir Master Yoda'nız, ermiş bir akıl hocanız yoksa başınız belada demektir.
Ikinci fantastik filmim The Lord of the Ring "Yüzüklerin Efendisi" bize hayatın bir savaş olduğunu anlatır. Master Yoda'nın Star Wars'ta bizimle olmasını dilediği "the force" yani güç, yani iktidar sürekli el değiştirir ve ne yazık ki bu güç bazen kötünün de eline geçer ve güç daha da kötüleşir ya da iyi olanı bu güç kötüleştirir. Hepimiz zaman zaman obsesif bir Gollum'a dönüşürüz.
Seven, 7 filmi bize hayatın bizim istediğimizden daha zor değişeceğini ve değiştiğini anlatır. Biz hayatı çok zor değiştiririz ama o bizi kolayca değiştirir. William Shakespeare'a göre "iyi ve kötü yoktur sadece düşünmek onu öyle yapar"
Idealist dedektif rolündeki Brad Pit hamile eşinin kesilmiş başını kutuda olduğunu öğrenince hayatı ve insanları değiştiremeyeceğini acı, öfke ve gözyaşı ile öğrenir.
Ve katilimizin kafasına dayadığı tetiği çeker.
Bammmm!, bam, bam, bam, bam!
http://youtu.be/1giVzxyoclE

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder