Gerçek, uydurmadan (Fiction -uydurmaca-İgilizce'de roman, hikaye türünün genel adıdır) daha gariptir, uydurmaca olasılıklara dayanmak zorundadır; gerçek değil.
Mark Twain
Truth is stranger than fiction, but it is because Fiction is obliged to stick to possibilities; Truth isn't.
Mark Twain
Roald Dahl'ın Going Solo ( Tek Başına) adında otobiyografik bir kitabı vardır. Bütün hikayelerinde olduğu gibi bu yaşam öyküsü de ilginç, garip olaylarla doludur. Bu güne kadar okuduğum en ilginç olay bu otobiyografik kitapta geçer.
Bir gemi yolculuğu sırasında her akşam barda içerlerken adamlardan biri sürekli omuzumdaki kepekleri şikayet ederek elinin tersiyle süpürmektedir. Roald Dahl bu adamla aynı kamarada kaldıklarını fark eder ve bir gün adamın kel olduğunu ve bara gitmeden önce peruk taktığını ve ceketinin omuzlarına kepek görüntüsü vermesi için bir toz serptiğini görür.
İnsan garip bir varlıktır "olmaz olmaz deme, herşey olur" cümlesini hayata geçirmek için elinden gelen herşeyi yapar.
İnsan irrasyonel bir varlıktır da, öğrendiğim onu en irrasyonel hale getiren şey ise sindiremediği, fark etmediği aşağılık kompleksleridir. Boku ile kavga etme alışkanlığı diyebileceğimiz aşağılık kompleksi, bokun yediklerimizden artakalan görevini yapmış bir atık olduğu gerçeğini anlamamak ve onunla neden koktuğu, rengi, kıvamı, şekli konusunda kavgaya tutuşmaktır.
Aşağılık kompleksinin en büyük kaynağı ezik geçirilmiş çocukluk ve yaşanmamış hayatlardır.
Carl Jung " insan anlamsızlığa tahammül edemez" der.
(Man cannot stand a meaningless life." Carl Jung)
Anlam değişmez bir realite değildir; dünya, hayat olduğu gibi değil, olduğumuz gibidir, onu olduğu gibi değil olduğumuz gibi algılarız.
Çocukluğumuz bu anlam arayışında bize en çok yön veren dönemdir.
Çocukluğumuzla bokumuzla olduğu gibi kavga etmeden onu doğru ve yanlışları ile anlamak anlam arayışımıza olumlu bir katkı sağlayacaktır. İngilizce bir kalıp olarak "let it go" (bırak gitsin) diye bir cümle vardır. Kontrol edemediğimiz herşeye bu gözle bakmalıyız, onları bizim tutasağımız , bir süre sonra da bizim onların tutsağı olmamıza izin vermemeliyiz.
Gerçekliğin garip dünyasına hoş geldiniz.
Carl jung ile bitirelim. Başkalarında bizi rahatsız eden herşey bizi kendimizi anlamamıza götürebilir.
“Everything that irritates us about others can lead us to an understanding of ourselves.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder