Hayatın küçük paradoksal halkaların oluşturduğu büyük paradoksal halkaların birleşmesinden oluşan bir yolculuk içinde olduğunu , paradoksların da bir genetik şifresi bu genetik şifrenin zamanla mutasyona uğradığını ve paradoksal hayatlarımızı biçimlendirdiğini düşünüyorum.
Pisa Kulesi metaforunu çok seviyorum. Hayata başlangıcınız, yetiştiğiniz ülke sizin kaderinizi de belirliyor. Pisa yanlış bir zemin üzerine kurulduğu fark edildiğinde iş işten geçmiş binanın büyük kısmı tamamlanmıştır bu yüzden her yeni kat yapılırken sütunların boyutları değiştirilerek dik durması sağlanılmaya çalışılmış zemin sağlam olmadığı için de yük arttıkça eğilme artmış tekrar düzeltilme yapılmış ve en sonunda muhteşem bir eser meydana gelmiş ama onu gören her insanda da onun eğikliğinin verdiği rahatsızlık duygusu ortaya çıkmıştır.
İnsan da biraz bunun gibidir doğduğu kültürü değiştiremez bu yüzden de bu ülkenin en eğitimli insanında bile dışardan bakıldığında bakanı rahatsız eden bir Pisa Kulesi eğikliği vardır. Kişi kendini dışardan pek nesnel olarak göremeyeceği için de bundan bihaber mutlu mesut yaşar. Bu eğikliği gören dış gözleri düşman bellemek özsaygıyı katılaştırarak kendi içine kapatır. Kendi içinde yaşamaya başlayan birey -toplum- bir süre sonra kendini tanrılaştırır ve kutsar.
İnsan davranışını belirleyen paradigmaların bir çoğu; açlık, üreme ve güvenlik ihtiyaçlarından ortaya çıkar. Bunları eksiksiz sağlayan toplumların, gelişmiş üst insanın uğraşı olan dünyayı değiştirme, sanat, yaşamın gizemini çözme, bilim gibi uğraşları olur.
Başlangıçta yazdığım paradoksal yapı bizim seçimimiz değildir. Orada ortaya çıkmışızdır. Bizim seçimimiz olmayan bu paradoksu fark etmek paradoksun doğası gereği çok zordur ama değiştirilemez değildir.
Kelebek etkisi diye bir önerme var. Öğrenmek lazım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder