Hayatlarımız çoğu zaman "evraka" anlarıyla bir anlam bulur kendine.
Mustafa Kemal'in Çanakkale Savaşı sırasında yakınında patlayan bir bombadan kopan şarapnel parçasının sol göğsünde taşıdığı saate isabet etmesi sonucu ölümden döndüğünü birçoğumuz biliriz.
Bu olaydan sonra Mustafa Kemal seçildiğine, bir güç tarafından korunduğuna inandığını bir belgeselde izlemiştim. Etrafında o günleri yaşayan insanlar bu olaydan sonra Mustafa Kemal'in vızır vızır uçan kurşunlar arasında dimdik, korkusuzca savaşı komuta ettiğini anlatırlar.
Evraka anıdır aslında bu, büyük bir lider yaratmıştır.
Karayılan Maraş'ta Fransızlara karşı Savaşan pısırık korkak bir gençtir. Korkarak gizlendiği siperin bir köşesinden küçük bir delikten küçük bir kara yılan başını uzatır ve tam o an bir kurşun gelir ve karayılanın kellesini uçurur.
"Eğer küçük ininde küçük karayılanı buluyorsa kör bir kurşunla ölüm ondan kaçmamın çaresi yok" der. İşte o an Karayılan, Karayılan olur. Artık o pısırık oğlan düşmana ölüm kusturan bir kahramandır.
Bir yılan ve bir kurşun yaratmıştır "evraka" anını.
Hayat sen hazır olduğunda sana yardıma koşar. Yoksa hamamın içinde hapsolur kalırsın.
Paulo Coelho'nun Simyacı kitabı o anı "evraka" anını kaçırdığımız an uzun bir yolculuğa çıkmamız gerektiğini anlatır. Yolculukta vardığımız yer aslında yolculuğa başladığımız yerdir. Yaşam onu anlayanlar için bir paradokstur, M.C. Escher'in karıncaları çizdiği bir paradoks resmi gibidir.
M.C Escher'in Karıncaları
Birçoğumuzun asla fark edemediği ve tamamlayamadan göçüp gittiği, başında, ortasında ya da sonunda kısa bir evresini yaşadığı bir paradoks.
Gnothi Seauton Yunanca "Kendini Bil" aforizmasıdır ve bir zamanlar Delhi'deki Apollon Tapınağı'nın girişime altın harflerle yazılıymış.
Ne diyelim bu kafayla çok zor ama;
"Carpe Diem!" ''günü yakala!''
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder