Cogito ergo sum.
Düşünüyorum öyleyse varım.
Decartes
Şöyle başlayalım. İnsan aşık olduğu için mi karşısındakini çekici bulur yoksa karşısındaki kişi çekici olduğu için mi aşık olur?
Aşk hormon ve nöro kimyasal kokteylin kanımıza karışması sonucu mu, yoksa duygu durumumuzun bu hormon nörokimyasalları harekete geçirmesi sonucu mu ortaya çıkar? Birbirine aşık olan hemcinslerin aşkını nasıl açıklayabiliriz?
Aşk ideale duyulan özlemden başka bir şey olamaz. Aşk insanın Cogito ergo sum'un "aşık oldum öyleyse varım" yorumudur. Her iki idea'da varlığımızı derinlemesine anlama yolundaki bir yolculuktur.
Varlığımızı hissetmek onu anlamaya çalışmak, biz homo sapiens'i diğer türlerden farklı kılan yegane özelliğimizdir, yoksa hepimiz birer hayvandan öte bir canlı değiliz. Bilinç dediğimiz şeyin maddi karşılığı olan tek varlık insandır.
Varlığımızı derinlemesine hissetmek için en basit insan davranışından en sofistike insan davranışına kadar her konuda kendimizi yetiştirmeye çalışmak "bilinçli tek varlık olmanın" bize yüklediği bir sorumluluk.
Bugün bir arkadaşıma onunla konuşurken kendimi tiye alarak "Gereksiz Bilgiler Ansiklopedisi" gibi olduğumu söyledim. Genelde insanlar bu cümleyi kurduğumda tepki vermezler, hatta birçok insan sinapsislerine dokundurmadan "he" der geçer.
Konuştuğum kişi, "Bu iyi bir şey" dedi. "Çünkü böylece daha iyi anlıyorsunuz."
Hayatımda aldığım en iyi gaz cümlesi.
Sofistike düşünce üretebilmek, "Düşünüyorum öyleyse varım" diyebilmek için beyninizin dolu olması gerekiyor.
Bir Fransız'dan duymuştum
"Bildiklerin, bildiklerin ile sınırlı, bilmediklerin ise sonsuz o zaman bir şey bilmiyorsun." (Kimin sözü olduğunu hatırlamıyordu)
Decartes'i çıkaran bir toplumun ferdi olmak böyle birşey.
Öğrenmedikçe ve derin öğrenmenin en iyi aracı kitap okumadıkça ne bilmediğin konusunda hiçbir fikrin olmayacak.
Bir fikrin yoksa düşünmeyeceksin, o zaman var da olamayacaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder