Ne Kadar Zekiyiz?
Sıradan insanın en büyük ikilemlerinden birisi, kendini bulunduğu odadaki en zeki insan sanmasıdır. (Kesinlikle değilsiniz eğer öyle olaydınız o odada olmazdınız!) Bu kendi içinde oldukça rasyonel (akılcı) bir bakış açısıdır çünkü her insan kendi zekasının güçlü ve zayıf yanlarını kendi zekası ile ölçer. Bir de buna varoluşumuzun en önemli aktörü ego eklenince, kendimizi çok ama çok zeki, diğerlerinin vasat zekaya sahip olduğunu iyice inandırırız.
Bu paradoksal yapı ya da kendini doğrulayan kehanet bizi biz yapar.
Zekiliğimizi ya da aptallığımızı net olarak ortaya koyacak bilimsel bir algoritma geliştirmek çok zordur. Bu yüzden IQ testleri hep tartışmalıdır. Duygusal olarak stabil olduğumuz, mutluluk endeksi yüksek bir anımızda yapılan IQ testi ile depresif bir anımızda yapılacak olan bir IQ testi hiçbir zaman birbiriyle örtüşmeyecektir. Çünkü zekanın parametrelerini tarafsızca belirleyen saf akıl (duygudan arındırılmış) insanın ulaşabileceği son mertebedir. ( O zaman da insan olup olmadığı tartışılır.) Ama gene de zeki dediğimiz insanlar zekidir. Zeki olduğunu iddia edenlere şüpheyle bakmak gerekir.
Akıl ile ilgili şu hikayeyi çok severim. İnsanlar arasında akıl dağılımı daha adil olsun diye bütün insanların akıllarını toplamışlar ve tekrar dağıtmışlar.
Sonuç; herkes geriye kendi aklını almış.
Oysa akıl biraz da başka akılların gözü ile görebilmektir, siz teksiniz onlar çok!
Başkalarının aklını öğrenmek için de okumak en önemli enstrümandır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder