İnanmak değil, bilmek istiyorum.
Carl Sagan
Karanlık Dünya'da Bilimin Mum Işığı
Carl Sagan'ın tropikal bir adayı ziyareti ve orada gördüklerini yazdığı bir makalesini okumuştum, ters köşe yattığım yazılardan biridir, insanları ve hayatı anlamak ve tanımak istiyorsanız bazen ters köşeye yatmak oradan kendinize ve başkalarına bakmak gerek.
Bu adada bitkilerin hiçbir savunma mekanizması yoktu, ne bir diken ne de zehirli yapraklar, hepsi savunmasız ve tehlikelere açık, çünkü bu adada bitkilere zarar verecek hiçbir hayvan yoktu.
Karşılaştığınız bütün kötü insanları, kötülükleri, sizin kendinizi savunmanızı sağlayan mekanizmaları devreye soktuğunu düşünün; eğer bu kötülükler olmasaydı siz siz olamaz ve karşılaştığınız ilk kötülükte yenilirdiniz.
Beyaz adam, Amerika'ya vardığında yerlileri beyaz adamdan çok çiçek hastalığı öldürecektir çünkü soluk benizin vücudu domuzlarla ve büyükbaş hayvanlarla yaşadığı için çiçek mikrobuna karşı doğal bir bağışıklık geliştirmiştir, beyaz adamdan önce Amerika'nın tek evcil büyükbaş hayvanı lamadır, bir bakıma, beyaz adam çiçek mikrobuna dayanıklı olduğu için yenecektir yerli halkı. Çiçek hastalığına karşı -ve hatta Avrupa tipi savaşa karşı- Carl Sagan'ın adasındaki bitkiler gibidir yerliler, savunmasız.
İnsanlar bin yıllardır karanlık bir dünyada yaşamaktadırlar ve ne yazık ki karanlığa alışık bu gözler bazen küçük bir mum ışığından bile korkmakta ve onu söndürmek için bütün güçüyle savaşmaktadır.
Bilimle kalın, gözleriniz bu ışığın aydınlattığı güzellikleri gördüğü an, bir daha asla karanlığa bakmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder