Aslında hepimiz doğarak bir bilinmezden başka bir bilinmeze geçiş yapan varlıklarız. Doğum, yaşam ve ölüm bilinmezlerinin geçiş anlarıdır. Bu bilinmezliklerle baş etmenin yollarından en önemli iki enstrüman din ve sanattır. Sanat dogmatik olmadığı için daha yaratıcıdır. Din Zebur'dan bu yana aynı hikayeli anlatır. Din de, sanat da iyi ve kötünün savaşı üzerine kuruludur. Sanatın dinden farklı olarak estetik kaygıları vardır. Modern dünyada iyi ve kötünün savaşı dinsel söylemde simgeleşen Habil ile Kabil'in iyilik ve kötülük simgelerinden daha karmaşık, komplike ve sofistikedir. (Kabil kardeşi Habil'i Tanrı'nın Kabil'in verdiği hediyeyi kabul etmesi üzerine onu öldürmüştür.) Bu yüzden sanatın iyi ve kötüyü anlama ve anlatma gücü hepimize gerekmektedir.
Yaşamın bütün güzelliği ve absürdlüğünün kökeninde bilinmezlik yatar.
İnsanlığın bu bilinmeziğin çocukluk dönemini yaşadığını biliyorum. Kısa zamanda da pek olgunlaşacağını sanmıyorum.
Çocukluk bir paradokstur. Kontrol edemediği dürtüleri onun korkmasına, acı çekmesine ve keyif almasına neden olur. Bu kontrol edemediği üç fenomen, onun yaşamı bunlar aracılığı ile öğrenmesine neden olur. Bu üç fenomeni kontrol etmeyi öğrendiği an artık yaşam enerjisinin sonuna gelmiş, yaşlanmıştır. Entropi yani körelme gerçekleşmiştir. Bazıları artık bütün enerjisini onun gibi olmayan ama bir zamanlar kendisinin de olduğu gençleri kontrol etmeye harcar hale gelmiştir. Bütün sistemi, kendisinden daha enerjik olan gençleri kontrol etmek üzere kurar, bunu yaparken de eğitim sistemini, ideolojileri, politik hareketleri, uyuşturucu bağımlılıklarını, sigarayı, alkolü, seksi; gençlerin kullanabileceği bütün dürtüsel ve duygusal özelliklerini onları doğru yola getirmek için kullanarak yapmaya çalışır. Bazı yaşlılar (kötü tarafa geçenler) çoğunlukla bunu başarır da çünkü gençlerde olmayan bir özellikleri vardır. Ateşi kontrol etmeyi öğrenmişler katılaşmışlar ve acımasızlaşmışlardır. ( Dünyada kötüler gücü kontrol edenlerdir, yoksa bunca savaş neden var?)
İyi tarafta kalabilmek kötü tarafa geçmekten daha zor ve sofistikedir, bunu çok az insan başarabilir, ve ancak içindeki çocuğu öldürmeyen yaşlılardan çıkarlar.
Star Wars'da Rey gücü hissetmeye başlayan ve iyi tarafta kalmaya çalışan gücü simgeler. Çelişkilerinden doğan bir yeni yetme jedi. Luke umutsuzluğa boğulmuş bir jedi ustasıdır . Sistem onu ele geçirmiş dünyanın ve düzenin değişemeyeceğine inanmış ve adasına eski bir jedi tapınağına sığınmış, inzivaya çekilmiştir. Onu, son jedi'yı gücün yanına çekmek artık bir gencin, Rey'in misyonudur.
Star Wars'u sadece ışın kılıçlarının, saatte şu parsek hızla giden uzay araçlarının uzay solucanları içinden uçtuğu, akıllı robotların, uçakların, süper bilgisayarların... olduğu bir film olarak görürseniz komik bir çocuk filmi ile karşı karşıyasınız demektir. Star Wars'un bir metaforlar filmi olduğunu asla unutmayın; içinde insanlığın en eski savaşların, iyi kötü, güzel çirkin, genç ve yaşlı çatışmasının içimizdeki savaşla örtüşmesinin muhteşem bir hikayesidir o.
Son Jedi bence en iyi Star Wars'lardan biri olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder